12 Ağustos 2011 Cuma

WELCOME TO DONGMAKGOL

Hayatım boyunca İzlediğim En değerli Filmlerden Bir tanesi ... Filmin Türü Anlamında Savaş ve dram deniliyor ... Oysa Hangimiz Şimdiye Kadar böyle Bir savaş Filmi Gördük ...

Şöyle Düşünün ... Küçüklüğümüzden Bir çoğumuz Biliriz Şirinleri ve Şirinler Kasabasını . FArzedinki Dağların Arasında Bir yerde Böyle Bir köy VAr ... Herşeylerini Kendilerini İmal ediyorlar . Bazen Ekip biçtikleri Ürünler Olgunlaşmazsa Aç kalıyor . Teknoloji vs. Hiç bir şey bilmiyorlar . Köyün Bilgini Dışında Kimse okuma Yazma dahi bilmiyor . Köyün Bir de Görmüş Geçirmiş Bir Reisi var . Hatta Bu köyümüzün Bir Şirinesi Bile var ... Hayal etmesi Ne zor Değil mi ... Oysa Kore Sineması Bizim Yerimize Hayal Etmiş ve Bu filmi Ortaya Çıkarmış .

Filmdeki En Çok dikkatimi Çeken Olay ( sanırım korelilere özel bir ilgimin olmasından kaynaklanıyor :D ) Kuzey - Güney arasında Savaşın , Anlaşmazlıkların Bariz bir şekilde Önümüze Koyulmasıydı . Şimdi Yukarıdaki Şirinler Kasabamıza Dönelim . Kasabamızdakiler Mutlu mesut yaşarlar Bir gün Amerikan uçağının bir tanesi Düşüyor . Şans ya Kasabamızın yakınına Düşüyor ve Köylüler İçindeki Amerikan vatandaşı insanı kurtarıp Köylerine Getiriyorlar ... Tabi ki Kimse Bilmiyor İngilizce Uzuncaa Bir Süre anlaşmaya Çalışıyorlar . Bu köy Dışındada Çok büyük Bir Savaş Gerçekleşiyor . Savaşta Kuzey Kore - Güney Kore'ye savaş açıyor . Güneyde Buna tepki Olarak Amerikan Askerlerini Bariyer Olarak Kullanıyor ... Ve Bu savaşa Katılan kimse Neden Kendi Ülkesinin İnsanına Savaş Açtığını bile bilmiyor ... Ve Öyle bir Durum ki Bu Küçük köyümüzde Güney Koreli Askerler , Kuzey Koreli Askerler ve Amerikan Askerinin Yolları kesişiyor ... Tabi Birbirlerini İlk Gördüklerinde Silahlar Çekiliyor ...

Köylülerden Bir kaç kişi Haricinde Bu duruma aldıran olmuyor doğrusu ... Bütün Gece yağmurun Altında insanlar Ellerinde silahlarla beklerken köylüler normal işlerine Devam ediyor . Tabi ki bizim askerlerimiz Buna bir anlam Veremiyor ... Sabaha kadar gözlerini bile kırpmadan bekliyorlar . Eee tabi Yorgunlar Azıcık da uyukluyorlar Ellerinde Mermi yüklü Silahlarla ... Sonra Bizim Şirinemiz Geliyor ... Yağmurdan Islanmış Ayakkabısını Çıkarıyor . Ardından Çorabını Çıkarıyor ve Yağmurun Altına Tutup Yüzünü Siliyor ... Ve Aynısını Bizim Askerlerden Bir tanesine daha yapıyor ... Askerimiz Elinde tuttuğu Bombayı Bir an İçin Boşveriyor ve Şirinemiz Bombanın Pimini Çekiyor ... Yüzükk Diyee bağırmaya Başlıyor ... Tabi Askerlerimiz Telaşlanıyor Ve Bombayı Yere düşürüyor Askerimiz . Diğer Askerimizz İse Bombanın Patlamadığını Düşünüp Yiyeceklerin Saklandığı Ambara Atıyor . Ve O ne Ambar Birden Patlıyor . Fakat Patlarken Etrafa Patlamış Mısırlar Serpiliyor ...


Ve Köylüler Buna bir yandan mutlu olup Bir yandan Hüzünleniyor . Ne demeliyim Bilemiyorum . Sanıyorum En etkilendiğim Sahnelerden Biri buydu :) O nedenle özellikle detaylıca anlatmak zorunda hissettim kendimi .) Ve askerlerimiz Bu köyde Kalıp İnsanların Yiyecek toplamalarına Yardım Ediyorlar :) En Çok sevdiğim Sahnelerden Biri İse Kuzey Koreli Asker ile Köyün Reisinin Konuşmasıydı ... Kuzey Koreli asker Sesini Yükseltmeden Bu insanları Nasıl Kontrol Edebildiğini Soruyordu ... Köy Reisi İse Gülüp Meşgul Oluyorlar Diliyordu ... Vee Böylece Toz pembe Bir Köyde Toz pembe Hayaller Gerçekleşiyordu . Ta ki Amerikan Askerleri Gelip Köyü Basana kadar ... Aradıkları İse Köyde Kalan , Kurtarılan Asker MR. SİMİTH ... Özellikle O Amerikan Askerlerin Gelip kargaşa Çıkardıkları Sahnelerde Öfkelendim . Masum İnsanlara Vurup Öldürmek Bu kadar kolay mı diye düşünür oldum . Ve O sahnede Bizim Şirinemizde Vuruldu ... Bu arada Vermediğim Bir Ayrıntı Daha vardı . Kuzey Koreli Askerlerimizden Hani Yüzünü Sildiği Çocuk Aşıktı Bizim Şirinemize ... Şirinemiz İse Aslında köyün Delisiydi . Ne Farklı Bir durum ... Hayallerimin Çok üstünde ... Vee Öyle böyle Derken . Bizim Askerlerimiz Gelen Askerlerin İcabına Bakıyorlar ve Köye Amerikan askerlerini Yaklaştırmadan Savaşı Bitirmek İstiyorlar . Bunun İçin Bir Çok Şey hazırlanıyor . Askerlerimiz Köyden Gidiyor Ve Kahramanca Savaşıp . Köyü Kurtarıp Birer Birer Ölüyorlar ...

Ahh Birde Çok sevdiğim Sahnelerden Bir tanesi Domuzu Yakaladıkları Sahne . Hep beraber Öyle Güzel Görünüyorlardı . Tam bir Bütünlük ortamıydı . Orda Ön yargılar , Kuzey , Güney , Amerikalı hiç birşey yoktu . Sadece Kurtarılmayı Bekleyen masum Bir Çocuğun hayatı Vardı ... Bu iş için Hepsi Beraber Tek Vücut olarak çalıştılar . Çok hoş Bir temaydı . Özellikle Benim gibi Savaşların İnsanların Zaaflarının Sonucu Ortaya Çıktığını Düşünen Biri için ...


İlk yazım ...

İlk yazımı yazarak başlamak istiyorum . Öncelikle ilk açtığım blog oluyor ... Facebook ve Twitter gibi Bir Çok sosyal paylaşım sitesinde aktif olmama rağmen henüz blog dünyasına yeni giriş yapıyorum . Umarım yeni konularım ve yazılarımla güzel paylaşımlar yapabiliriz .